Klasik Müzikle İlgili Yanlış Kanıları Yıkalım



Klasik Müzikle İlgili Yanlış Kanıları Yıkalım
Merhaba müzikseverler! Müzik doktorunuz olarak, sizlere klasik müzikle ilgili bazı gerçeklerden bahsedeceğim. Dilerseniz,  bu müzik türüyle ilgili dilden dile dolaşan efsanelere bu kez farklı bir pencereden bakalım. Sanırım “efsane” sözcüğü, yanlış oldu zira konu klasik müziğe geldiğinde, daha çok, ‘yanlış anlaşılmalar’ gün yüzüne çıkıyor. Belki de klasik müzik dünyasından bizler, daha fazla insana ulaşmak için yeteri kadar çaba göstermiyoruzdur. Şunu unutmayın, yalnızca İKİ çeşit müzik vardır; iyi müzik ve kötü müzik. Tabi, bu yargılar da insandan insana değişebilir. Şimdi dilerseniz, pek de doğru anlaşılmayan bu müzik türüyle ilgili sıkça yapılan varsayımlardan bahsedelim.

1. Klasik Müzik Hiç De Güncel Değil

Siz öyle düşünüyor olabilirsiniz ama klasik müziğin günümüz dünyasında da güncelliğini koruduğunu size kanıtlayabilirim. Bir şey, yüz yıl önce icat edildi diye günümüzde geçerliliğini yitirir diye bir kaide yok. Size, korosu, orkestrası ve sololarıyla mihenk taşı niteliğinde bir eser olan Carl Orff’un Carmina Burana’sını örnek vereyim. 1930lu yılların ortalarında bestelendi, hatta 11., 12. Ve 13. yüzyıllara kadar uzanır bestenin bazı bölümleri. Ve siz bu besteyi biliyorsunuz! Spor müsabakalarından reklam müziklerine, sayısız yerde kullanıldı. “Whims of Fortune” için bestelenmiş  müziğini bir dinleyin:



Kaçımız biliyoruz bu melodiyi? Kaçımız verdiği mesajla kendini özdeşleştirebiliyor? Ah, işte müziğin gücü! Nasıl de içimize işliyor.
Hayatımızdaki en önemli anlarda klasik müziği kullanıyoruz. Örneğin Felix Mendelssohn’a ait, Wedding March. Bu eser, 1842 yılında Shakespeare’in A Midsummer Night’s Dream adlı oyununda kullanılmak üzere bestelendi. Yüzyıllar önce yazılmış ve hâlâ dilimizde olan sayısız Noel şarkılarını da örnek verebiliriz.


2. Klasik Müzik Hiç De Etkileyici Değil

Şimdi, burada önce bir durup düşünelim. İster bir pop şarkısı, ister bir marş ya da futbol takımınızın şarkısı olsun, müzik bizi etkiler ve harekete geçirir. Ancak şunun hakkında biraz düşünmenizi istiyorum: Berlin Duvarı 1989 yılında yıkıldığında Avrupa, bu olayı kutlamak için bir müzik arayışına girdiğinde rotasını Beethoven’a çevirdi. ABDli maestro Leonard Bernstein, Beethoven’ın Dokuzuncu Senfoni’sine uluslararası bir orkestra ve koro ile birlikte, hepimizin bildiği Ode to Joy (Mutluluğa Övgü) finaliyle can verdi. Bu performansın üzerine Mutluluğa Övgü, “Özgürlüğe” Övgü olarak evrildi. Bu konser yirmiyi aşkın ülkede yayınlandı. (Konserin tamamına buradan ulaşabilirsiniz (link) . Kapanış bölümü dahi, bu müzik türünün toplum ruhunu nasıl da alevlendirebileceğinin mükemmel bir kanıtı niteliğindedir. Mutlaka dinleyin.


3. Klasik Müzik Eskidi Artık

İşte, klasik müzikle ilgili yapılan en yanlış varsayımla karşı karşıyayız. Elbette ki bunun bir sebebi de, bizim “klasik” sözcüğünü, “eski”nin daha kibar bir tabiri olarak kullanıyor olmamız. “Klasik” sözcüğünün anlamı, büyük ya da küçük harfle başlamasına göre değişiyor; “klasik”, orkestra, koro ya da opera sanatçıları tarafından ortaya konan müzik anlamına gelirken “Klasik” müzik, spesifik bir tarih aralığında (yaklaşık 1750 – 1820 arası) ortaya konan eserleri kapsar.  Tabi ki Johann Sebastian Bach, 1750 yılında “Barok müzik bitti! Artık Klasik müzik devri.” demedi, ya da Beethoven 1820 yılında bir sabah “Klasik devrinden çok sıkıldım, hadi şimdi hepimiz Romantizm akımının etkisinde eserler verelim!" Bunlar, müzikbilimci meslektaşlarım tarafından, müzik tarihini düzenlemek için oluşturulan etiketlerdir. Ancak bu müzikal dönemler, oldukça geçişli niteliktedir; yani her tarz gittikçe bir sonrakine benzeyerek adım adım dönüşür. Bu nedenle “Sanat Müziği” terimi, daha kullanışlı olabilir. Üstelik, sanat müziği, günümüzde de besteleniyor! Film müziği bestecisi John Williams’ı çoğunuz biliyorsunuzdur, eserlerinde çoğunlukla 1800lü yılların sonlarından Alman besteci Richard Wagner’dan etkilenmiştir. Bir filmi müziksiz düşünebilir misiniz? Ne kadar da sıkıcı olurdu.
Dinlemeniz için size iki önerim var. Birincisi, 1851’de bestelenen Richard Wagner’e ait Ride of the Walkyries – savaşta kimin ölüp kimin yaşayacağına karar veren Norveçli kadın kahramanların hikâyesi.  



Peki, John Williams’ın 1977’de Star Wars için bestelediği efsanevi film müziğine ne dersiniz? Başlangıcını biraz dinleyin. Bir öncekiyle bir benzerlik fark edebildiniz mi? İnsanı yükselten, tam anlamıyla bir zafer müziği! Filmle o kadar özdeşleşmiş ki, ikisini birbirinden ayıramazsınız. Ve, sürpriz! İlk önce Wagner, operada can verdi bu melodiye.


4. Klasik Müzik Çok Pahalı


Profesyonel bir senfoni orkestrası kurmak maliyetli bir iştir. Sanatçıların uzun bir eğitimden geçmesi ve tecrübeli olmaları gerekir. Ancak sponsorlar ve sanatsever zenginlerin bağışları sayesinde, bir senfoni orkestrasının konserine, bir sinema bileti fiyatına gidebilirsiniz. Üstelik canlı müzik dinlemiş olacaksınız! Stüdyoda oynanmış sesler yok, playback yok, her şey gerçek. Orkestradaki müzisyenler senelerini verdikleri müziklerini sahnede sıfır hata payıyla sergiliyor olacaklar. Siz de bir arama motoru yardımıyla size en yakın senfoni orkestrasının konserleri hakkında bilgi alabilirsiniz.

5. Klasik Müziği Büyükannem Dinler

İşte en sevdiğim cümle. Benim yetenekli eşim, bir ilkokulda müzik öğretmeni. Öğrencilerine ilk defa klasik müzik dinlettiğinde her seferinde bu cümleyle karşılaşıyor. Ancak çocuklar bu müziği bir süre dinleyip, hakkında bir şeyler öğrenip üzerinde bir müzik anlayışı oluşturmaya başladıktan sonra, bu sefer “Bu şarkıyı iPod’uma indirebilir miyim?” diye sormaya başlıyorlar.
Peki işin püf noktası nedir? Eminim yanıtını siz de biliyorsunuz. Sanat, şiir, dans, ya da müzik; çocuğunuzu bunlarla ne kadar erken yaşta tanıştırırsanız, çocuğunuz tarafından o kadar özümsenmiş olur. Çocuğunuzun ileride iyi bir klasik müzik kulağı olması için de, ona doğduğu andan itibaren müzik dinletmelisiniz. Kindermusik işte tam da bunun için var! Hayat boyu sürecek bir müzik zevkinin iyi temelleri olması gerekir. Gelin, bu temelleri birlikte atalım. Daha önce de belirttiğim gibi, iki çeşit müzik vardır: iyi müzik, kötü müzik; çocuğunuzun bu ayrımı yapabilmesi için ona yardımcı olun. Çocuklarınızla birlikte size en yakın senfoni orkestrası konserlerine gidebilirsiniz. Yavrunuzla bol bol şarkı söyleyin ve oyunlar oynayın! Kindermusik’le bu melodik yolculuğa gelin, birlikte çıkalım!

(kaynak : kindermusik)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuğunuza Matematik Yeteneği Mi Kazandırmak İstiyorsunuz? O Halde Harekete Geçme Zamanı!

Çocuklarımıza Duygularını İfade Etmeyi Öğretelim

Eğitimde ebeveyn desteği