Stres çocuklarımızı nasıl etkiliyor?
HEPİMİZİN BİLDİĞİ ŞEY : ÇOCUKLAR DA STRES YAŞAYABİLİR
Şimdi sizlere, zaten bildiğiniz bir şey söyleyeceğim:
bebeklerimiz, çocuklarımız da stres altında olabilir. Biz “yetişkinlerin”
tekelinde olan bir şey değil ‘stres’ dediğimiz bu insanlık hali. Ancak kabul
edelim ki her zaman bizden beklendiği gibi olgun davranamıyoruz önümüze stres
yaratan bir durum çıktığında. Bizden beklenen, yaş aldıkça sağlıklı bir şekilde
geliştirdiğimiz öz saygımız sayesinde bu tür durumlardan alnımızın akıyla
çıkmamızdır. Şimdi, bir bebek ya da çocuğun stres yaratan bir durumla
karşılaştığını düşünün. Onlar için hiç alışık olmadıkları, yeni bir durumla
karşılaşmanın yanı sıra, nasıl tepki vereceklerini de henüz bilemiyor olurlar.
Bu durum, çocuğun strese girmesine yol açabilir ve bu, hiç de eğlenceli bir
durum değil.
Harvard Üniversitesi Çocuk Gelişimi Merkezi, çocuklarda
zararlı stresle baş etme yöntemleriyle ilgili bir yazı yayınladı. Yazının ana
düşüncesini mi merak ediyorsunuz? Eğer çocuklarımıza stresle baş etmelerinde
yardımcı olmazsak, bir sonraki neslin sağlık gelişimi rayından çıkarak,
davranış, öğrenme ve sağlık durumlarında kalıcı bir hasar meydana gelebilir.
Peki, bu konuda neler yapabiliriz?
STRES TEPKİLERİ :
Bu merkez, stres karşısında verilen üç tepki çeşidini ve bunların insan
vücuduna etkilerini şu şekilde açıklıyor:
·
Olumlu stres tepkisi: Bu tür, oldukça yaygın ve kısa
sürelidir. Yeni bir bakıcı mı? Ya da, değişik bir yemek mi o yoksa? İşte bu tür
durumlarda çocuklar bu türde bir stres yaşar. Kalp ritminde kısa süreli bir
hızlanma düşünebilirsiniz.
· Tolere edilebilir stres tepkisi: Sevilen bir kişinin
kaybı, ya da kol kırılması gibi ürkütücü durumlarda orta çıkar. Olumlu stres
tepkisinden daha uzun sürebilir. Çocuğu destekleyen yetişkinlerin olduğu bir
çevrede durumun olumsuz etkileri azaltılarak çocuğun iyileşme sürecine katkıda
bulunmuş olunur.
·
Zararlı stres tepkisi: Diğerlerine göre etkisi daha uzun süre
devam eder. Çocuğun ilgisiz bırakılması, istismara uğraması ya da ekonomik
sıkıntılar gibi korku veren süreçlerde, destekleyici kişilerin yokluğundan
kaynaklı olarak meydana gelebilir bu tepki.
Çocuğa karşı destekleyici bir tutum sergilemenin bir yolu da,
‘Servis ve Karşılama’ dır. Araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır ki, çocuk ve
ebeveyn arasında gerçekleşen tenis gibi karşılıklı yapılan faaliyetler, beyni
geliştiren bir etkiye sahip olmanın yanı sıra, stres düzeyini de azaltarak
stresle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmayı mümkün kılar. Merkez, şu
ifadelere yer veriyor:
“Bir bebek ya da küçük bir çocuk, değişik
sesler çıkardığında ya da ağladığı zaman bir yetişkin buna uygun bir şekilde
göz teması, sözcükler ya da bir sarılmayla karşılık verdiğinde çocuğun beyninde
sinirsel bağlantılar kurulur, bu durum da çocuğun iletişimsel ve sosyal
becerilerinin gelişimini destekleyici şekilde beynin gelişmesini sağlar. Tıpkı
bir tenis maçını andıran bu karşılıklı ileri-geri hareketler, çocuk için hem
eğlenceli hem de faydalıdır. Çocuğun gönderdiği işaretlere ve ihtiyaçlarına
hassas bir şekilde karşılık verildiği bir çevre, ona “servis ve karşılama”
tecrübeleri açısından zengin bir ortam sunmuş olacaktır.”
Çocuğunuz için olumlu etkileşimlerle dolu bir ortam
oluşturmanız, onun “bu büyük insanlar beni önemsiyor” diye düşünerek dış
dünyaya tepki vermesini sağlayacaktır ve bunu anlaması ne kadar erken olursa
çocuğun sağlıklı gelişimi için o kadar iyidir.
Şimdi, Kindermusik
sınıflarında kurduğumuz etkileşimleri bir düşünün. Bir bağlantı görüyorsunuz
siz de, değil mi? İlgili bir yetişkinin yönettiği müzikal bir grupta olmak,
çocuğun faydalı ilişkilerini arttıracaktır. Birlikte şarkı söylemek, “servis ve
karşılama”nın müzikal versiyonu ve grup hareketlerinin, stres düzeyi üzerinde
olumlu bir etkisi vardır. Hep birlikle şarkı söyleyen gruplardaki üyelerin kalp
ritimlerinin de senkronize olduğunu biliyor muydunuz?
Müthiş, değil mi? :)
(kaynak : mindsonmusic.com)
Yorumlar
Yorum Gönder