Bebeklerin sesindeki müzik :)
BEBEKLERİN SESİNDEKİ MÜZİK
Bizler, müzikle iç içe bireyleriz. Doğuştan gelen bir müzik yapma
dürtüsüne sahibiz. Nefes almamızda, attığımız her adımda bir ritim var. Dikkatli
dinlerseniz, bebeklerin agulama ve mırıldanma seslerindeki müziği
duyabilirsiniz. Bu müzik, bebeğinizin halinden oldukça memnun olduğunun
habercisidir. Miniğiniz, çevresindeki dünyadan hoşnut. Anne karnındayken
algımıza düşen sesler, ilk ağlamamızdaki ritmi belirler. Gelişen beynimizde
başlangıçta oluşan ve dışsal etkenlerden doğan kodlamalar, henüz doğmadan
duyduğumuz ritimler ve konuşmalardaki ses alçalmaları ve yükselişlerden
etkilenir. Araştırmacılar keşfettiler ki farklı ülkelerde, farklı dil
çevrelerinde doğan bebekler, farklı bir “aksanda” ağlıyorlar. Bu aksanlar,
doğdukları çevrenin diline ait ritimlerle benzerlik gösteriyor. Ayrıntılı bilgi
için Annie Murphy Paul’un What we learn
before we’re born (Doğmadan önce neler öğreniyoruz) adlı TED Talk
konuşmasını dinleyin (konuşmayı Türkçe altyazılı dinleyebilirsiniz, bunun için videonun sağ tarafından altyazı bölümünden ayar yapabilirsiniz).
Bir Dil Olarak Ağlamak: Müzik Bağlamında Dil
Burada Murphy, Almanya’daki Wurzburg Üniversitesi’nin Konuşma Öncesi
Gelişim ve Gelişme Bozuklukları Merkezi’nden Kathleen Wermke’nin yürüttüğü
araştırmanın sonuçlarına referans vererek konuşuyor. Wermke’ye göre, bebeklerin
aksanlı ağlamaları, rahmin dışına çıktıkları andan itibaren birkaç gün içinde
oluşuyor. Annenin sesindeki melodi, doğumdan uzun zaman öncesinden itibaren
anne ve bebek arasındaki bağ için bir kaynak teşkil ediyor. Bu ağlama, teknik
olarak bir dil olmasa da, akıcılık, tonlama gibi dilsel özellikler gösteriyor.
Bu nitelikler de, tempo gibi müzikal biçimlerde kendini gösteriyor.
Nerede Bu Gerçek Müzik?
Aslında rahim, oldukça gürültülü bir yer. Konuşmaların yanı sıra birçok
müzikal ses de, yeni gelişmekte olan bebek kulakları tarafından duyulur. Tıpkı İstanbul’da
caddeye bakan bir apartman dairesi gibi sokak gürültüsüne maruz kalan bir
ortamdır rahim. Sürekli olarak annenin
kalp atışlarını, kan pompalamasını, yemeklerin sindirilmesini ve akciğerlerinin
nefes alıp verirkenki sesini duyarlar. Peki, tüm bu melodiler bebeğin biyolojik
duvarlarını aşıp ona ulaşabiliyor mu? Annie Murphy Paul, böyle düşünüyor.
Ne Kadar Basit, O Kadar İyi
Şunu belirtmem gerekiyor ki ben, klasik
müzik eğitimi aldım ve klasik müziği çok seviyorum. Ancak bu müziğin
karmaşıklığı, rahimden duyulan “sokak gürültüsü” nün yanında hiç kalıyor. Montefiore’deki Çocuk Hastanesi’nin Neonatoloji
bölümünden Dr. Deborah Campbell, New York Dergisi’ne verdiği bir röportajında,
bebeklerin anne karnındayken çevrelerindeki basit melodileri bile
algılayabilecek kapasitede olduklarından bahsediyor. Halk ezgilerini düşünelim.
Yeni edinilen bir bilgiye göre, bölgeden bölgeye farklılık gösteren bu ezgileri
bulundukları çevrenin dilsel özellikleriyle paralellik gösteriyor.
O halde, eğer çocuğunuza anne
karnındayken müzik dinletecekseniz, klasik müziği ya da tatlı melodili folk
müziklerini tercih etmenizi öneririm. Biz, Kindermusik sınıflarımızda bolca
müzikten yararlanıyoruz, çünkü biliyoruz ki müzik, yeni doğanlar için çok
etkili. Bebekler tarafından kolayca içselleştirilmesi ve hatta daha sonra
tekrar edilmesinin nedeni de, duydukları müziklerdeki dilsel niteliklerin,
çocukların anne karnında oldukları zamandan beri maruz kaldıkları dille
benzerlik göstermesidir. Bir dahaki sefere bebeğinizin ağlamasını duyduğunuzda,
bunu bir müzikmiş gibi dinleyin. Aslında bebeğiniz size kendi dilinde şarkı
söylüyor.
(Kaynak: Kindermusik)
Yorumlar
Yorum Gönder